Tüm olumsuzluklara, kaos ve karıştırmalara rağmen ETÖ Dosyasında karar verildi. Deniliyor ki; bu insanlar somut anlamda hangi fiili yaptılar da bunca ceza alıyorlar? Yazdırılan kitaplar, internet siteleri, Danıştay Cinayeti, Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar, Cumhuriyet Yürüyüşleri vs… Sonucunda ülkede fiili kaos çıkmadı. Çıksaydı, ülke kan gölüne dönseydi ne diyecektiniz? “Keşke bu adamları yabani hayvanların önüne atsaydık zamanında mı?”
Diğer bir eleştiri konusu da şu; aynı isimler balyozda da var, 28 Şubatta da var. Normal değil mi? Mustafa Balbay cezaevinden haykırmıyor mu? “-Eylülde çıkacak olaylara hazır olun.” diye.
28 Şubat, Balyoz, kısmen Ergenekon BÇG’nun koordinesinde hareket etmedi mi? Şimdi de CÇG’ndan bekleyiniz. Kaos Eylemleri 28 Şubatla başladı. Her kesimden art niyetli ve menfaatçi insanları kullandılar. Düşünün E. Kalkancı, Sisi, Fadime Şahin, M. Gündüz vs. Hep soruyorum “-Nerede o cami önü şeriatçıları?” Maalesef o dönemde mütedeyyin camia kendinden olmayan bu namussuz insanları ayıklayamadı ve “-Bizimle alakası yok bu insanların.” diyemedi.
28 Şubat akabinde yeni AKPARTİ Hükümetine ABD izin veriyordu ama diğer yandan da ERGENEKON vb. yapılarla nefes aldırmayacak. İşte Mısır. Aynı şeyler olmuyor mu? Türkiye son şansı olan İslamcı Siyasiler eliyle kaosa sürüklenecek ve böylece tüm Ortadoğu karışacak. Bu batının planıydı. Maalesef İran’da bu planın doğu cephesini oluşturmuş. Olmadı. Sağolsun kahraman savcılar… Danıştay katilini yakalayan polisin heykelini dikmek lazım.
Ardından Balyoz, Ayışığı, Yakamoz vb. planlar deşifre oldu. Hilmi Özkök Paşam demokrasiden, İnsan Haklarından ve Anadolu İnsanından yana tavır almış. Zehirlenme belasına sefertası ile mesaiye gelen bir Genelkurmay Başkanı. Tarih hakkını teslim edecek bu yiğit adamların.
Ardından Gezi Parkı sahnede. Yine aynı grup ve mahfiller. Bu kez Suriye’de Türkiye’ye açıktan savaş ilan eden İran’da daha fütursuz sahada. Almanya ve İran Alevi topluma adeta çöktüler.
Şimdi Eylül eylemleri bekleniyor. Peki, kim bunları planlayanlar? Tetikçi mi daha suçlu, yani eylemi bizzat yapan mı? Yoksa onları koordine edip yöneten, bu eylemlere karar verenler mi?
Ergenekon’da müebbet alan mafya yöneticisi generalin yüzmilyar dolarlarından söz ediliyor. Buyurun buradan yakın. Nerden geldi bu paralar? Hangi faili meçhuller hangi ülkenin talimatıyla ve ne için işlendi. Bir yanda Hablemitoğlu, Mumcu Cinayetleri, diğer yanda Sabancı Cinayeti. Bazı şeyler kamuoyu ile paylaşılamıyor tabii. Ama bu “YOK” anlamına da gelmiyor.
Eylül Olaylarına dikkat. Emniyet ve MİT olay çıkartabilecek kişileri şimdiden takibe almalıdır. Hatta işin içine özellikle Yunanistan’dan gelecek eylemci ve cephane için SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI’nın ilgili birimleri de harekete geçirilmelidir. Ortadoğu’nun istikrar adası ve Lider Ülkesi Türkiye emperyalistler ve onların kölelerince hiç bu kadar büyük hedef olmadı. Ülkeyi hedef haline getirenlerin VATAN, ATATÜRK vs. demesine de halkımız aldırmıyor. Sorun şu; Alevi Toplum bu manada hassaslaştırılıyor. Buna bir kez daha dikkat çekiyorum. Oynanan oyun ve tezgâhlar karşısında toplum kesimleri uyanık olmalıdır. 12 Eylül1980 öncesi olayları, katliamları, kanı, gözyaşını hatırlayınız. Kimin işine yaradı?
Ülkenin geleceğine ipotek koymaya kalkan Batı, ABD, İsrail ve yandaşlarına verilecek en güzel cevap doğru işler yapan hükümetin etrafında kenetlenmektir. Bu arada Hükümete ve Başbakanımıza Gezi Parkı Eylemcileri kadar zarar veren AKPARTİ’nin istisnalar hariç yerel yönetim ve teşkilat yöneticilerini de uyarıyorum. Lütfen artık teşkilatları ve yönettiğiniz belediyeleri kendi çiftliğiniz gibi görmekten kurtulun. Bu sorumsuzluk ve rahatlığınızı Sayın Başbakanımız bile taşıyamaz hale gelecek. Ayıp oluyor beyler.
Gün birlik, çalışma ve ferasetle kucaklaşma günüdür.
Gün, zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı görme ve ayıklama günüdür.
HALİL MERT